S
DOÇ. DR. NURİ KORKMAZ TARAFINDAN “BULGARİSTAN - YUNANİSTAN SINIR ÖTESİ İŞ BİRLİĞİ VE SINIR BÖLGESİNDEKİ TÜRK AZINLIKLAR” KONULU ÇEVRİMİÇİ KONFERANS GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Enstitümüz, “Bulgaristan - Yunanistan Sınır Ötesi İş Birliği ve Sınır Bölgesindeki Türk Azınlıklar” başlıklı çevrimiçi konferansta Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuri Korkmaz’ı ağırladı. Araştırma alanları Balkanlar, Azınlıklar ve sınır ötesi iş birliği, Karadeniz jeopolitiği, Kıbrıs sorunu ve Doğu Hristiyanları olan Doç. Dr. Nuri Korkmaz, Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde Doçent olarak görev yapmaktadır ve şu anda görevli olarak gittiği Bişkek’teki Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde çalışmalarına devam etmektedir. Önemli bir katılımın olduğu konferans programı Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İbrahim Kelağa Ahmet’in açılış konuşması ile başladı. Moderatörlüğünü Enstitü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu’nun yaptığı konferansı Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Topaloğlu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Çağdaş Yunan Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esin Ozansoy’un yanı sıra öğretim üyeleri ve öğrenciler dışında farklı üniversitelerden ve şehirlerden katılımcılar da izledi.
Doç. Dr. Nuri Korkmaz sunumunun başlangıcında “Bulgaristan - Yunanistan Sınır Ötesi İş Birliği ve Sınır Bölgesindeki Türk Azınlıklar” konusunu neden ele aldığını açıklarken Avrupa Birliği ve küreselleşme olgularına değinerek “küresel düşünüp yerel çerçevede hareket etmemiz ve etrafımızdaki dünyada yaşanan gelişmelerden geri kalmamız nedeniyle böyle bir konunun ele alınmasının uygun olacağını” ifade etti. Bulgar-Yunan Sınır Bölgesi’nin Osmanlı döneminde de önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Nuri Korkmaz, günümüzde Avrupa açısından iki ülkede yer alan ve sınır bölgelerinde yaşayan 3. ülke soydaşı bir azınlık grubunun bulunması nedeniyle konunun çok daha farklı zorluklar içeren bir durum olarak görüldüğünü belirtti.
Bulgaristan ve Yunanistan sınırının Balkan Savaşları itibarıyla günümüze kadar olan şekillenme sürecine değinen Doç. Dr. Nuri Korkmaz, önce Yunanistan’ın ve daha sonra Bulgaristan’ın Avrupa Birliği üyeliği kapsamında bölgedeki Türk Azınlıklara yönelik devlet politikasının gereği olan uygulamalarına değinerek bu uygulamalardan kaynaklanan sorunları ele aldı. Yunanistan’ın Lozan temelli düzenin devamı ve Avrupa standartlarında ek azınlık haklarını tanımama konusundaki ısrarı, kademeli nüfus dengeleme politikaları ve azınlık kavramını farklı yorumlaması gibi konuları açıklayan Doç. Dr. Nuri Korkmaz, Bulgaristan ayağında ise özellikle komünist dönemde Türkiye sınırına yakın bölgelerde Türk azınlığı dengeleme siyaseti çerçevesinde sistematik göç hareketleri politikasına değindi. Aslında her iki ülke açısından kırılma noktasının 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Nuri Korkmaz, bu tarih itibarıyla her iki ülkenin bölgedeki Türklere karşı daha sistematik politikalar benimsediklerini ifade etti.
1989 sonrası Avrupa Birliği’nin sınır ötesi projeleri geliştirmeye başlamasıyla birlikte Bulgaristan ve Yunanistan arasında farklı alanlarda iş birliğinin geliştiğini ifade eden Korkmaz, Avrupa Birliği’nin sınır ötesi proje kriterleri arasında yer alan sosyal iletişimin yoğun ve kapsayıcı bir şekilde geliştirilmesiyle ilgili maddenin özellikle Yunanistan tarafından “ulusal güvenlik” nedeniyle kısıtlandığını söyledi. Örneğin Kırcaali ve Gümülcine arasında Avrupa Birliği altyapı çalışmaları çerçevesinde açılması öngörülen sınır kapılarının açılması ve otoyol çalışmalarının beraberinde çok farklı tartışmaları getirdiğini ve bu tartışmaların bilhassa Yunanistan tarafından kaynaklandığını belirten Doç. Dr. Nuri Korkmaz, Yunanistan’da özellikle Türklerin arazilerinin otoyol yapımı amaçlı kamulaştırıldığını ve kamulaştırma tazminatlarının hakediş bedelinin altında ve gecikmeli ya da parça parça verilmesi bölgedeki Türk Azınlığının çok açık bir şekilde hak kaybına uğradığını göstermektedir dedi. Korkmaz ayrıca Bulgaristan ve Yunanistan arasında söz konusu otoyol çalışmasının zamanında tamamlanmamasının nedeninin sadece Yunanistan’ın karşılaştığı maddi sorunlar olmadığını da ekledi. Kırcaali ve Gümülcine’yi birbirine bağlayacak olan çalışmanın her ne kadar 2005 yılında tamamlanması öngörülmüşken 2013 yılında tamamlanması, yine iki şehir belediyeleri arasında iş birliği protokolünün ancak 2010 yılında gerçekleşmesinin bölgenin, özellikle Yunanistan açısından güvenlik kaygısı eğilimini açıkça gösterdiğini söyleyen Doç. Dr. Nuri Korkmaz, maalesef Avrupa Birliği’nin Sınır Ötesi İş Birliği çerçevesinin bu bağlamda bölgede tam olarak gerçekleşemediğini ifade etti.
Bölgedeki Türk Azınlıkların barışçıl olduğuna ve hiçbir şekilde yaşadıkları ülkelerin anayasalarını ihlal etmediğini belirten Doç. Dr. Nuri Korkmaz, katı bir şekilde “güvenlikleştirilen” azınlık kavramı nedeniyle bölgede yaşayan azınlıkların yaşam koşullarında ve haklarında iyileştirme yapılması için çalışmaların yapılması gerektiğini vurgulayarak sözlerini tamamladı.
Konferans, dinleyicilerin Doç. Dr. Nuri Korkmaz’a sorular yöneltmesinin ardından sona erdi.
Ek Resimler
Bu içerik 31.03.2022 tarihinde yayınlandı ve toplam 301 kez okundu.