S
ENSTİTÜMÜZ TARAFINDAN “ANADOLU’DAN BALKANLAR’A TÜRK GÖÇÜ, SELANİK VE ATATÜRK KONULU KONFERANS GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
Enstitümüz tarafından 15 Mayıs 2024 tarihinde Balkan Kongre Merkezi Senato Salonunda Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dekanı ve Balkan Araştırma Enstitüsü Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Kayapınar’ın konuşmacı olduğu “Anadolu’dan Balkanlar’a Türk Göçü, Selanik ve Atatürk ” konulu bir konferans gerçekleştirildi. Konferansa Üniversitemiz Rektörü Prof. Erhan Tabakoğlu, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Topaloğlu, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Levent Doğan, Dış İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Rıfat Gürgendereli, Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Tağ, Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nurten Çetin, Milli Savunma Üniversitesinden Danışma Kurulu Üyemiz Prof. Dr. Ayşe Kayapınar, Dış Paydaşlarımızdan Rumeli Edirne Kültür ve Folklor Derneği Başkanı Ahmet Dörtler, Üniversitemizin farklı fakülte ve yüksekokullarından çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.
Konferans, Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Kelağa Ahmet’in açılış konuşması ve Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nun selamlama konuşmasının ardından başladı.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesindeki görevinden önce Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ve Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesinde görev yapmış olan, Osmanlı ve Bizans tarihi üzerine çok sayıda çalışması bulunan Prof. Dr. Levent Kayapınar konuşmasına Balkanlar neresidir sorusuyla başladı ve Balkan tabirinin Osmanlı arşiv belgelerinde çok erken dönemde kullanıldığına dikkat çekerek çağlar boyunca Balkan coğrafyasına gelen ve yerleşen Türk boyları hakkında bilgi verdi. Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlar’a ulaşan Türklerin Avrupa Hunları, Avarlar, Ogurlar ve Tuna Bulgarları, Peçenekler, Uzlar, Kumanlar ve Tatarlardan oluştuğunu, Anadolu’dan Balkanlar’a geçen Türklerin ise Selçuklu Türkleri, Aydınoğulları, Karesioğulları ve Osmanlı Türklerinden oluştuğunu belirtti.
Prof. Dr. Levent Kayapınar, Moglena olarak adlandırılan Vardar Ovası bölgesine 10. ve 11. asırlar boyunca Uzlar ve Peçeneklerin yerleştiğini ve Peçeneklerin yerini alan Kumanların 13. yüzyılda Balkanlar’ın en kalabalık halklarından birisi olduğunu belirttikten sonra bu tezi destekleyen bir kanıt olarak Bulgaristan’da 11. yüzyıla ait Peçenek, 12. ile 13. yüzyıllara ait Kuman mezarlarının bulunduğu bölgeleri harita üzerinde gösterdi. Konuşmasının devamında Osmanlılardan önce diğer Türk Beyliklerinden Balkanlar’a Türk göçü oldu mu sorusuna cevaben, Bizans kaynaklarına dayanarak Umur Bey’in Balkanlar’da Sırp ve Bulgarlarla yürüttüğü mücadeleyi ve yaptığı seferler hakkında bilgi verdi. Türklerin Süleyman Paşa ile birlikte Anadolu’dan Gelibolu’ya yerleşmek üzere göç ettiklerini ve bunun en önemli kanıtının da orada tarıma başlamaları olduğunu ifade ettikten sonra Osmanlı kroniklerinde Balkanlar’a Türk göçünü Aşıkpaşazade, Oruç Beğ ve Neşri’den örnekler vererek anlattı.
Prof. Dr. Levent Kayapınar, konuşmasının devamında Balkanlar’da görülen ve yarı askeri nitelik taşıyan Osmanlı teşkilatları olan Akıncı, Yörük ve Evlad-ı Fatihan teşkilatlarına değindi. İlk olarak Balkan coğrafyasındaki Yörük yerleşimlerini harita üzerinde gösterdi ve Osmanlı arşiv belgelerinden örnekler vererek Anadolu’dan Balkanlar’a göç edenlerin Türkler olduğunu ve bunların kayıtlarının da tutulduğunu vurguladı. Prof. Dr. Kayapınar 1472 tarihli Akıncı defterine dayanarak ve Yenişehir (Larisa) Yunan Devlet Arşivi belgelerinden de istifade ederek akıncıların kimler olduğu sorusuna yönelik açıklamalar yaptı.
Prof. Dr. Levent Kayapınar konuşmasının Selanik ile ilgili bölümünde şehrin ilk defa 1387 yılında I. Murad zamanında Osmanlılar tarafından fethedildiğini, 1403 Gelibolu Antlaşması ile elden çıktığını, 1430 yılında ikinci defa fethedildiğini ve 1912 yılına kadar Osmanlı toprağı olarak kaldığını dolayısıyla İstanbul’un fethinden 66 yıl önce vatan haline gelmek suretiyle 525 yıl bu durumunu muhafaza ettiğini belirtti. Selanik kentinin fethi ile bağlantılı olarak Prof. Dr. Kayapınar Evlad-ı Fatihan Teşkilatına da değinerek harita üzerinde teşkilatın yapılandığı bölgeleri ayrıntılı bir şekilde gösterdi. Daha sonra görseller eşliğinde Selanik’teki Osmanlı dönemi kültür mirası olan mimari yapılardan söz etti ve konuşmasının izleyen bölümünde Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik’teki evi ve ailesini konu alan Yunanca arşiv belgelerine dayanan ve Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan, kendisinin de içinde yer aldığı Vasilis Dimitriadis’in “Bir Evin Hikâyesi” adlı çalışmasına değindi. Prof. Dr. Kayapınar bu çalışmayı esas alarak 20. yüzyıl başlarındaki Selanik şehrinin Türk, Rum ve Yahudi mahallelerinin yerleşim planından söz etti ve Atatürk’ün doğduğu evin lokalizasyonunu ve evin Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi tarafından 1877 yılında satın alınmasını anlatarak Selanik’in Balkan Savaşları sonunda kaybedilmesinin ardından evin 1925 yılında mübadiller için Yunan Milli Bankası tarafından istimlak edildiği bilgisini verdi.
Prof. Dr. Kayapınar konuşmasının son bölümünde Atatürk’ün aile şeceresini anlattı ve Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu’nun “Atatürk Entelektüel Biyografi” adlı çalışmasına atıfta bulunarak onun: Rumeli’de «evlad-ı fatihan» olarak yeniden örgütlenen Yörüklerin en yoğun olduğu bölge «Selanik’tir» ve «evlad-ı fatihan kavramı, kültürel Türkçülüğün zemin kazandığı yüzyıl sonu ortamında farklı biçimlerde işlevselleştirilmeye başlandığında bölgedeki Türkler ona daha sıkı biçimde sarılmışlardır. Bu eğilim, kendisini anne ve baba tarafından «evlad-ı fatihan» olarak gören Mustafa Kemal’de de belirgin biçimde gözlemlenmektedir. Kendisi yıllar sonra «doğuştan bir ayrıcalık varsa Türk oluşumdan ibarettir» vurgusunu yaparken, buna gönderme yapmıştır. Bunun ise onu, ileride göreceğiniz gibi, önce Türkçülük daha sonra da Türk milliyetçiliğine yönelttiği şüphesizdir, şeklindeki görüş ve tespitlerine yer verdi.
Prof. Dr. Levent Kayapınar konferansının son bölümünde Selanik yıllarında Atatürk’ü etkileyen düşünceleri 1) Eski-Yeni çatışmasında yeniden yanadır, 2) Dini ve seküler olmak üzere bir arada yapılan eğitim, hukuk ve idari Tanzimat anlayışına karşıdır, 3) Batıya yönelik «aşk ve nefret» ilişkisi içindedir, 4) Türkçülüğe eğimlidir, 5) Yabancı müdahale ve ekonomik kontrole karşıdır, 6) Çok uluslu Osmanlılık idealinin hayal olduğunu düşünür şeklinde sıraladıktan sonra bu düşüncelerinin Selanik yıllarında çocuk ve ergin olarak oluştuğunu ve harbiye yıllarında tahkim edildiğini ifade etti.
Prof. Dr. Levent Kayapınar konferansını bitirirken “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı” ile ilgili düşüncelerine de yer vererek “Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti 100 yıldır kendi toprakları üzerinde büyük bir savaş görmemiş, barış içinde yaşamıştır. Anadolu ve Trakya topraklarında nüfus tarihin hiçbir döneminde bu kadar yoğunlaşmamış ve yaklaşık 85 milyona ulaşmamıştır. Eğitim seviyesi tarih boyunca Anadolu ve Trakya topraklarında hiç bu kadar yüksek oranda olmamış ve bu kadar yaygınlık kazanmamıştır. Kadın, iş hayatında ve sosyal yaşamda hiç bu kadar yüksek oranda yer almamıştır. Bundan dolayı Asr-ı Saninin selefleri diğer Türk devletleri gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin altın yüzyılı olacağına olan inancımı ifade etmek istiyorum” diyerek sözlerine son vermiştir.
Konferansın sonunda Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Prof. Dr. Levent Kayapınar’a vermiş olduğu konferanstan dolayı teşekkür belgesini takdim etmiş ve soru cevap bölümünün ardından etkinlik son bulmuştur.