ENSTİTÜMÜZDE “BALKANLARDA ULUSLAŞMA SÜRECİ VE TÜRK YUNAN NÜFUS MÜBADELESİ” KONULU ÇEVRİMİÇİ KONFERANS GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Enstitümüz, “Balkanlarda Uluslaşma Süreci ve Türk Yunan Nüfus Mübadelesi” başlıklı çevrimiçi konferansta Yozgat Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Erdal’ı ağırladı. Araştırma alanları Balkan Tarihi, Erken Cumhuriyet dönemi dış politika, siyasal partiler ve partilerin ideolojileri olan Prof. Dr. İbrahim Erdal’ın yayımlanmış müstakil 3 ve editörlüğünü yaptığı 4 kitabı ile çeşitli bilimsel dergilerde yayımlanmış çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Önemli bir katılımın sağlandığı konferans programı Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İbrahim Kelağa Ahmet’in açılış konuşması ile başladı. Konferansın dinleyicileri arasında Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Topaloğlu, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nurten Çetin, Trakya Üniversitesi öğretim üyeleri ile öğrencilerinin yanı sıra farklı şehirlerden katılımcılar da yer aldı.

Prof. Dr. İbrahim Erdal konferansının başında mübadele konusunu tarihçilerin yanı sıra, nüfus değişiminin karşılıklı coğrafyalarda yaşayan insanların etkileşimini kapsadığı için sosyologların, edebiyatçıların ve halk bilimi uzmanlarının ortak çalışması gereken bir husus olduğunu ifade etti.

Mübadelenin sadece iskân gibi konularla sınırlı olmadığını söyleyen Erdal, bunun kimlik boyutu olan bir mevzu olduğunu ve 19. yüzyıldan itibaren Balkan coğrafyasında milliyetçilik akımı ile birlikte gelişen isyanların, savaşların yoğun göçlere neden olduğunu ifade etti. Bölgede ulus devletlerin kurulma aşamasında her devletin nüfus bakımından homojen bir devlet oluşturma düşüncesiyle kendinden olmayan olarak gördüğü nüfusu göçe tabi tuttuğunu ifade eden Prof. Dr. İbrahim Erdal, bunun söz konusu dönemde her devletin olabildiğince homojen, yeknesak bir nüfus oluşturma amacından kaynaklandığını ifade etti. Ayrıca nüfus mübadelelerinin sadece Türkiye ile Yunanistan arasında değil, Bulgaristan ile Yunanistan arasında da düşünüldüğünü ve görüşüldüğünü, diğer bölge devletlerinin ise bunu anlaşmaya dökmeden yaptığını söyledi.

Balkan Savaşları ile birlikte bölgede karmaşanın hâkim olması nedeniyle Balkan coğrafyasından Müslüman Türklerin Türk topraklarına, Trakya’da yaşayan Rumların ise Yunan topraklarına göç etmeye başladığını söyleyen Erdal, 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması ile Osmanlı Devleti ve Yunanistan arasında nüfus değişimine karar verildiğini belirtti. Komisyonların kurulduğunu ve gönüllülük esasına dayalı bir göçün gerçekleşmesi konusunda anlaşmaya varıldığını hatırlatan Erdal, ilerleyen süreçte taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklar ve Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasındaki anılan antlaşmanın tam manasıyla uygulanamadığını ifade etti.

Birinci Dünya Savaşı sonrası önce Bulgaristan ve Yunanistan arasında gerçekleşen ve yine gönüllülük esasına dayanan nüfus değişimine değinen Prof. Dr. İbrahim Erdal, Millî Mücadele sırasında ve hatta Lozan Antlaşması öncesi Türkiye ile Yunanistan arasında bir nüfus değişiminin zorunluluğu konusunun gündeme geldiğini dile getirdi. Bu bağlamda 30 Ocak 1923’te Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol’ün imzalandığını ve burada yapılacak olan mübadelenin daha önce gerçekleşen nüfus değişimlerinin aksine zorunlu olmasının önemli bir husus olduğunu söyleyen Erdal, kimlerin ve hangi tarihten itibaren mübadeleye tabi olacağı sorusunun gündeme geldiğinin altını çizdi. Taraflar arasında en önemli tartışmanın bu olduğunu ifade eden Erdal, Sözleşme kapsamında Yunanistan’ın İstanbul’daki Rumların ve Patrikhane’nin mübadele kapsamı dışında kalmasını talep ettiğini, Türkiye’nin de mütekabiliyeti esas alarak Batı Trakya’daki Türklerin mübadele kapsamı dışında tutulmasını talep ettiğini belirtti. Lozan’da Türk ve Yunan heyetleri arasında kimlerin etabli yani yerleşik sayılacağı tartışmasının 1930’lara kadar devam ettiğini söyleyen Erdal, Türk ve Yunan nüfusu mübadelesine ilişkin tam ve net bir rakam vermenin güç olduğunu belirtti. Genel olarak 500.000 civarında Türkün, 1.200.000 Rum’un mübadeleye tabi tutulduğunu değerlendiren Prof. Dr. İbrahim Erdal, Türkiye’den gelen mübadillerin Yunanistan coğrafyasında ağırlıklı olarak Batı Trakya, Ege Makedonyası, Tesalya ve Adalar bölgesine göç ve iskân edildiğini söyledi. Türkiye’de ise iskânın 10 bölgede gerçekleştiğini ifade eden Erdal, iskânın coğrafi olarak çok geniş bir bölgede olması nedeniyle Yunanistan’dan gelen aileler arasında parçalanma durumunun yaşandığını belirtti. Bu durumun nedeninin de Türkiye’den giden nüfusun sayıca çok, gelenlerin ise az olmasından kaynaklandığını ve Türkiye’de boşalan yerleşim yerlerinin oldukça fazla olması nedeniyle ihtiyaca göre iskân gerçekleştiğini söyleyen Erdal, Türkiye’nin iskân sürecinde büyük sorunlar yaşadığını anlattı.

Prof. Erdal, Yunanistan’a giden Rumların genel olarak Türkiye’de orta üst sınıfa mensup  olduklarını ve gittikleri yerlerde kollektif bir şekilde yerleştiklerinden dolayı Yeni İzmir, Yeni Aksaray, Yeni Silifke gibi isimlerle yeni köy ve şehirler kurduklarını, ancak Türkiye’ye göç eden Türklerde böyle bir durumun söz konusu olmadığını ifade etti.

Günümüzde atalarının Türkiye’den göç ettikleri bölgeleri ziyaret eden Yunanlıların buralarla duygusal bağlarının devam ettiğini ve bir kısmının halen Türkçe konuştuklarını da söyleyen Erdal, Anadolu’ya ilişkin özlemlerinin sürdüğünü belirtti.

Prof. Dr. İbrahim Erdal sözlerini “Sonuç olarak zorunluluk esasına dayalı söz konusu mübadele her iki taraf için de önemli trajedilere sahip olan, önemli özlemleri barındıran, kimlik kavgalarını içinde tutan bir göç dalgası olarak tarihe nakşedilmiştir” diyerek tamamladı.

Konferans, dinleyicilerin Prof. Dr. İbrahim Erdal’a sorular yöneltmesinin ardından sona erdi.

 

Ek Resimler
Bu içerik 03.05.2023 tarihinde yayınlandı ve toplam 147 kez okundu.