VII. ULUSLARARASI BALKAN TARİHİ ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU (19 EYLÜL 2019) DÜZENLENDİ.

Trakya Üniversitesi, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Bosna-Hersek Tuzla Üniversitesi, Hırvatistan Osijek’teki Josip Juraj Strossmayer Üniversitesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Türk Tarih Kurumu ve üniversitemiz Balkan Araştırma Enstitüsü işbirliği ile Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen, ülkemizde Balkan Tarihi alanında markalaşan ve kısa adıyla UBTAS olarak da bilinen, VII. Uluslararası Balkan Tarihi Araştırmaları Sempozyumu (UBTAS-7) 18-21 Eylül 2019 tarihlerinde Balkan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Fransa, Hırvatistan, Japonya, Karadağ, Kosova, Polonya, Romanya, Sırbistan, Yunanistan ve Türkiye’den 80 katılımcının yer aldığı Yedinci Sempozyumun teması “Balkanlar ve Göç” olarak belirlenmiştir.

Sempozyumun açılışına Cumhuriyet Başsavcısı Fatih KARABACAK, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan TABAKOĞLU, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem KORKMAZ, Bosna-Hersek Tuzla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nermina HADZİGRAHIĆ, Hırvatistan Osijek J. J. Strossmayer Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Damir MATANOVIĆ, Baro Başkanı Alper PINAR, İl Emniyet Müdürü Ali Kemal KURT, Uluslararası Balkan Tarihi Araştırmaları Sempozyumu Düzenleme Komitesi Başkanı Prof. Dr. Hasan BABACAN, Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Bülent AKYAY, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan açılışta Trakya Üniversitesi tanıtım filminin izlenmesinin ardından Devlet Konservatuvarı Yaylı Çalgılar Dörtlüsü bir müzik dinletisi sundu.

Sempozyum açılış konuşmalarını Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Bülent AKYAY, UBTAS Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan BABACAN, Hırvatistan J. J. Strossmayer Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Damir MATANOVIĆ, Bosna Hersek Tuzla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nermina HADZİGRAHIĆ, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem KORKMAZ ve Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan TABAKOĞLU gerçekleştirdiler.

UBTAS Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan BABACAN, Osmanlı mirasını ortaya çıkarmak için çaba sarf ettiklerini belirterek: “Bu yılki sempozyumda Balkanlar’dan Anadolu’ya Göç temasını işliyoruz. Sempozyumlarımıza Avrupa’dan, Balkanlar’dan ve Türkiye’den çok sayıda akademisyen katılıyor ve Osmanlı tarihi derinlemesine araştırılıyor" şeklinde konuştu. Bu hikâyenin paydaşlarından oldukları için gururlu olduklarını söyleyen Hırvatistan J. J. Strossmayer Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Damir MATANOVIĆ, göç konusunun Balkanları birbirine bağlayan bir mevzu olduğunu ifade ederek: “Bu konu sadece günümüzle sınırlı değil. Çok uzun zamandan beri devam eden bir süreçtir. Yani Balkanlarda tarihin her noktasında insanları yurtlarından edecek birtakım olumsuzluklar yaşanmıştır. Esasında göç kötü bir şeydir. Fakat göç zorunluluk ve aynı zamanda bir sorumluluktur. Biz de tam bu anlamda bugün bunu tartışacağız, göçün olumlu ve olumsuz taraflarını masaya yatıracağız.” dedi.

Bosna Hersek Tuzla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nermina HADZIGRAHIĆ de Trakya Üniversitesi ile yıllardır süregelen bağlarını daha da kuvvetlendirdiklerini dile getirdi. Bağın güçlenmesi için bilimsel çalışmalar ile akademisyen ve öğrenci değişiminin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. HADZIGRAHIĆ, üçüncü kez bu önemli sempozyumun parçası olmaktan mutluluk duyduklarını ifade ederek Bosna Hersek’te Balkan Tarihi ve Balkanların Türkiye ile ilişkilerini araştıran çok sayıda araştırmacı olduğuna dikkat çekti.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem KORKMAZ Balkan tarihinin esasında bir göç tarihi olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Göçler, insanların istemeyerek tarihin ve şartların önümüze koyduğu acı gerçeklikler üzerinden yaşanan tarihi olgulardır. Son iki yüz yıllık bir periyoda baktığımız zaman, tam anlamıyla acıların paylaşıldığı göçler söz konusu. Acılarla dolu bir süreç. Tabi insanları bir yerden koparıp başka bir yere koymaları ayrılık ifade ediyor ama özellikle Balkanlar ve Anadolu arasındaki ayrışma bazen birleşme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ayrılıklar kalbin iki farklı coğrafyada aynı ritimle atıyor olması, bugün burada bir arada olmamızı sağlıyor.”

Tarihimiz açısından Edirne’nin öneminden söz eden Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan TABAKOĞLU “Balkanların fethi ile Anadolu’dan başlayan göç ve Balkanlardan gelen göçü bizzat yaşamış bir Balkan şehridir Edirne. Sokaklarıyla, taşıyla toprağıyla tarihi içinde barındıran Edirne’mizde bu toplantının yapılmış olmasını çok anlamlı buluyorum. Trakya Üniversitesi, şehrin ruhunu anlayarak Balkanlara gönül vermiş Türkiye’de en çok Balkanlı öğrencinin okuduğu üniversitedir ve Balkan Üniversiteler Birliğinin kurucusudur. Trakya Üniversitesi, tüm hocalarıyla bölgede bütün üniversitelere giderek dokunan bir üniversitedir. Balkanlarda ilk akla gelen Türk üniversitesidir. Bu birlikteliği kardeşçe artırarak yola devam edeceğiz.” dedi.

Açılış konuşmalarının ardından programda Dr. Öğr. Üyesi Bülent AKYAY’a “International Committee on Balkan History Studies Service Award” ve Prof. Dr. İlber ORTAYLI’ya “International Committee on Balkan History Studies Contribution Award” ödülleri takdim edildi.
Ödül takdiminin ardından sempozyumdaki ilk sunumları davetli konuşmacılar Prof. Dr. İlber ORTAYLI ve Prof. Dr. Šerbo RASTODER “Turkish Sources for the History of Montenegro” başlığıyla gerçekleştirdiler. ORTAYLI, Balkan devletlerinin tarihleri boyunca kendi içlerinde sürekli göç yaşadığını anlattı. Bu göçler içinde gelen muhaciri kabul etmeye en hazırlıklı olanın da Türkiye olduğunu söyledi. Türklerin, yerleştikleri topraklarda karşılaştıkları problemleri daha kolay ve teşkilatlı olarak hallettiğini ifade eden İlber ORTAYLI, şöyle konuştu: “Aslında bu bir imparatorluk geleneğidir. Dolayısıyla Türkiye bundan da kazançlı çıkmıştır. Büyük göçlerin son dönemlerini hatırlayalım. 1912’den sonra Türkiye, Balkanlar’dan gelen göçmenler sayesinde hem yeni bir Türkçü safhaya geçilmiş, milliyetçilikle olan bağı kuvvetlenmiştir ve aynı zamanda da tarımdaki gelişmeler bunu izlemektedir. Şayet Osmanlı-Rus Savaşından sonra Dobruca ve Deliorman’dan göçmenler gelmese, bunların da arkasında Kırımlılar olmasa Eskişehir Ovası'nın tarıma bu kadar verimli girmesi mümkün olmayacaktı. 1897 Osmanlı-Yunan Savaşında ilk defa ordumuz kendi tahıllarıyla beslenmiştir. Bu çok önemlidir. Anadolu’nun tohumları ziraî medeniyete, ziraî endüstriye ve okullaşmaya açılmıştır”.

Türkiye ve Balkan ülkelerinden çok sayıda akademisyenin ilgi gösterdiği VII. Uluslararası Balkan Tarihi Araştırmaları Sempozyumu’nun UBTAS, EDİRNE, BALKAN ve TRAKYA salonlarında öğleden sonraki oturumlarda 80 katılımcı tarafından eş zamanlı olarak 61 bildiri sunulmuştur.

Sempozyumun sosyal programı kapsamında 20-21 Eylül 2019 tarihlerinde Bulgaristan’da Filibe ve Sofya’ya kültürel gezi düzenlenmiştir.
 
Ek Resimler
Bu içerik 31.10.2019 tarihinde yayınlandı ve toplam 802 kez okundu.