İKİ YIL İÇERİSİNDE BEŞİNCİSİ GERÇEKLEŞEN BULGARİSTAN PARLAMENTO SEÇİMLERİNE DAİR DEĞERLENDİRME

Bulgaristan’da 02 Nisan 2023’te Parlamento seçimleri gerçekleşti. Öncesine gidildiğinde Bulgaristan’da siyasi krize dönüşen olayı birçok neden tetiklemişti. Başlangıç söylemi oligarşiye ve statükoya karşı koyma, yeni Avrupai düzen kurma talebiyle, 2020 yılı Temmuz ayında ülke çapında protestolar başladı. Protestoların boyutu gün geçtikçe arttı ve bu sürece Cumhurbaşkanı Rumen Radev de katılarak destek verdi. Pandemi ortamına rağmen bu gelişmeler Bulgaristan’ın yeni bir siyasi krize sürüklendiğinin habercisiydi. Ayrıca gelişmeler yaklaşık son 10 yıldır iktidarda olan Boyko Borisov’un halk nezdinde yeterliliğini yitirdiği şeklinde okundu. Bütün baskılara ve protestolara rağmen Borisov istifa etmemiş ve dönemini tamamlamıştır. Ancak 2021 yılının siyaseten yoğun ve sıkıntılı geçeceği belli olmuştu. Nitekim öyle de olmuş ve 2021 yılında Bulgaristan 3 genel seçime gitmiştir. Bunlardan sonuncusu Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile birlikte yapılmıştır. Belirtmek gerekir ki bu süreç yeni siyasi oluşumlar doğurmuştur. Bunlar başlangıçta ve durdukları çizgide Cumhurbaşkanı Radev’e yakın ve onun tetiklemesi ile kurulmuş siyasi oluşumlar olarak değerlendirilmiştir. Pandemi ile beraber oluşan siyasi kriz, güvensiz ortamı tetiklemiş ve ekonomik kriz derinleşmeye devam etmiştir. Ayrıca bu süreç içerisinde kurulan geçici hükümetler ciddi manada Borisov Hükümetlerinin yolsuzluğa karıştığına dair veriler ortaya koymuşlardır. Borisov her seçimde zemin kaybetmeye devam etmiştir.

14 Kasım 2021’de yapılan Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin galiplerine gelince, Cumhurbaşkanı olarak Rumen Radev ikinci kez seçilmiş, parlamento seçimlerini ise henüz partiye bile dönüşemeyen Değişime Devam oluşumu kazanmıştır. Parlamento çok parçalı bir hal almıştır. 2021 yılının son seçimlerinde siyaset sahnesine ırkçı oyları kendisinde konsolide ederek parlamentoya girmeyi başaran yeni bir oluşum daha doğmuştur. “Vızrajdane” (Yeniden Doğuş) adlı oluşum söylem olarak NATO ve Avrupa Birliği karşıtlığı ile milliyetçi oyları almayı başarmıştır. Ataka ve VMRO koalisyonlarından sonra dikkate değer bir gelişmedir. 14 Kasım 2021 seçimleri nihayet bir hükümet ortaya çıkarmıştır. Dört partili bir koalisyon kurulmuş, parlamentodan güvenoyu alınmış ve Kiril Petkov Başbakan olmuştur. Ancak koalisyonda yer alan partiler birbirlerinden o kadar farklıdır ki tahminler bu iktidarın çok uzun sürmeyeceği yönünde olmuştur. Borisov, HÖH ve parlamentoya yeni giren Vızrajdane muhalefette kalmıştır. Hükümet görevine başlamıştır ancak kendisini 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ile uluslararası yeni bir krizin içinde bulmuştur. Bu kriz öyle bir boyuttadır ki Bulgaristan toplumunun siyaseten parçalanmışlığını ortaya koyarken koalisyonda yer alan partilerin de farklı açıklamalar yapmalarına ve tavır almalarına neden olmuştur. Ayrıca Başbakan Kiril Petkov’un bu süreçte tecrübesizliğinden kaynaklı açıklamaları tepki toplamıştır. Başlayan Rusya-Ukrayna savaşı var olan siyasi krizin derinleşmesine ve ekonomik krizin büyümesine sebep olmuştur. Bulgaristan’ın bir kesimi Batı eksenli bir yaklaşım ile Ukrayna’nın desteklenmesini zorunlu görürken, küçümsenmeyecek diğer bir kesimi de bu süreçte Rusya’nın haklılığını savunmuştur. Bütün bunların gölgesinde iktidar koalisyonu her gün yeni krizle karşı karşıya kalarak dağılma noktasına gelmiştir. Nitekim bu gelişmeler neticesinde koalisyonun en küçük ortağı olan “Böyle Bir Halk Var” İTN koalisyondan ayrılmış ve bu gelişme de 6 ay süren Kiril Petkov iktidarına son vermiştir. Bu süreçte belirtilmesi gereken diğer bir gelişme Rusya-Ukrayna savaşı ekseninde Cumhurbaşkanı Radev ve Değişime Devam oluşumunun birbirlerine ters düşmeleridir. Başlangıçta birbirlerini güvenle desteklerken savaşla ilgili farklı tavır ve açıklamalarından kaynaklı olarak karşı karşıya gelmişlerdir. Bu gelişmeler neticesinde 22 Ekim 2022 tarihinde Bulgaristan’da tekrar genel seçim yapılmış ve bu seçimin galibi az bir farkla Borisov olmuştur. Seçimleri kazanan GERB olmuş ancak parçalı parlamento içerisinde ve devam eden Rusya-Ukrayna savaşı dikkate alındığında uluslararası krizlerin gölgesinde hükümetin kurulması oldukça zor görünmekteydi. Öyle de olmuştur ve Cumhurbaşkanı Radev hükümet kurma görevini geciktirerek vermiştir, bunun amacı da hükümet kurulamazsa kış aylarında tekrar seçim yapılmaması ve zaman kazanılmasıdır. Nitekim 04 Nisan 2023 tarihinde yeniden seçim yapılacağının açıklanmasıyla 2 yıl içerisinde beşinci genel seçim ilan olunmuştur.

Son iki yıl dikkate alındığında 6 aylık Petkov hükümeti hariç Bulgaristan’ı geçici hükümetlerle Cumhurbaşkanı Radev yönetmiştir. Bu, kendisini kısmen riske sokmakla beraber aynı zamanda ikinci ve son defa Cumhurbaşkanı olması dikkate alınırsa güçlendirmiştir. Savaş kaynaklı enerji, ekonomik ve ayrıca mülteci krizleri artarken Cumhurbaşkanı Radev 09 Aralık 2022 yılında Türkiye’yi ziyaret etmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüştür. Özellikle enerji konusunda Avrupa’nın yaşadığı sıkıntıyı Bulgaristan nezdinde Türkiye üzerinden çözmeyi hedeflemiştir. Bu doğrultuda kendisi ziyaret esnasında “Zor günümüzde yardımımıza hemen yetiştiniz” ifadesini kullanmıştır. Ayrıca Borisov’un iktidarı döneminde övündüğü konulardan biri, Türkiye ile iyi ilişkiler neticesinde mülteci akımının kontrol altında tutulması meselesi olmuştur. Radev bu bağlamda Bulgaristan siyasetinin bu dönemde yegâne aktörü olarak Türkiye ile ilişkileri sıcak tutarak bunu kendisinin de yapabileceğini göstermek istemiştir. Bu ziyaret iki ülke arasında en üst düzey yeni bir dönemin başlangıcı olarak algılanmış ve ilişkiler son dönemin en iyi noktasına ulaşmıştır. Devamında iki ülke arasında Bakanlar ve heyetler birbirlerini takip eden ziyaretler gerçekleştirmiştir. Bütün bunların oluşmasında T.C. Sofya Büyükelçisinin ve ekibinin gayretlerini de göz önünde bulundurmak gerekir.

Bu sürecin içerisinde Bulgaristan 2 Nisan 2023 tarihinde son iki yıl içerisinde beşinci defa sandığa gitmiştir. Son dönemde yapılan seçimlerin de etkisiyle oy kullanma oranı %40’larda seyretmiştir. Az farkla seçimlerin galibi olan Borisov, beklediği oyu alamamış olsa da seçimleri tekrar kazanması kendisinin özgüven tazelemesine neden olmuştur. GERB-SDS koalisyonu %26,49 yüzde ile ve 669 924 oy ile 69 milletvekili kazanmıştır, bu rakam Borisov’u seçimin galibi yapsa da yeni hükümetin oluşması yine oldukça zor olacağından Borisov seçim sonrası sessizliğini bir süre koruyarak sonunda açıklama yapmıştır. Borisov açıklamasında “Bu parlamentonun bir hükümet üretmesi gerekir, bunun bedeli ne olursa olsun bu zorunludur, değilse parlamenter sistem riske girmektedir, yeniden yapılacak seçimler farklı bir netice çıkarmayacaktır” ifadelerini kullanarak bu iktidarın sonuçlar nezdinde bir koalisyon olacağını belirterek kendi partnerlerini şöyle açıklamıştır: “Bizim partnerlerimiz Ukrayna’nın yanında yer alan, Shengen bölgesine girmemizi destekleyen partiler olabilir”. Devamında en iyi yönetimin büyük partiler arasında kurulan ittifak ile olacağını söyleyerek, bunun iş dünyasına ve artan enflasyona olumlu bir mesaj olacağını ifade etmiştir. Ancak bununla beraber, parti organlarının kararı doğrultusunda görüşmelere parlamentoda yer alan bütün partileri davet edeceklerini ve onlarla da görüşeceklerini belirtmiştir. Yine açıklamasında Borisov programlarını ve uygulanacak olan yöntemi ancak hükümette yer almaya karar veren partilerle paylaşacaklarını ifade etmiştir. Borisov’un çağrısı ikinci sırada yer alan “Değişime Devam-Demokratik Bulgaristan” ile hükümet kurmanın en doğru seçenek olacağı doğrultusundaydı. Hükümet kurulamaması durumunda Cumhurbaşkanı Radev’in giderek güçleneceğine dikkat çekti. “Değişime Devam-Demokratik Bulgaristan” koalisyonu seçimleri %24,56 ile ve 621 069 oy ile 64 milletvekili kazanmış ve ikinci sırada tamamlamıştır. Açıklamalarında GERB’in hükümet kurmakla alacağı görevde ve kendilerinin yer alacağı bir iktidarda yer almayacaklarını ve desteklemeyeceklerini net bir şekilde ifade etmişlerdir. Ayrıca parlamentoda alınacak olan kararlarla ve üretilecek olan siyasetle ilgili her parti ile görüşebileceklerini belirtmişlerdir. Böylece Borisov’a kapıyı kısmen kapamış oldular. Soru almadıkları basın toplantısında temel vurgu bu olmakla beraber, kapsamlı bir yargı reformu olmadan ülkedeki krizlerin son bulmayacağına değindiler. Seçimler sonrası olası koalisyon seçeneklerinden biri olan bu ihtimal böylece şimdilik rafa kaldırılmış oldu. Bu da hükümet kurma ihtimalini daha da zayıflatmıştır. Seçimlerin sürprizi ve üçüncüsü anti NATO ve anti Avrupa Birliği söylemine sahip olan ırkçı bir parti konumundaki “Vızrajdane” (Yeniden Doğuş) partisi oldu. Kendisi %14,16 ile 358 174 seçmenin desteğini alarak 37 milletvekili çıkardı. Partinin Genel Başkanı Kostadinov hiçbir parti ile iş birliğine girmeyeceklerini ancak Hükümeti kurma görevi üçüncü kez kendilerine verilirse tek başına kabine teklif edeceklerini ilan etti. Dikkat çekilmesi gereken konu partinin kuruluşundan itibaren her seçimde oylarını kayda değer ölçüde artırmış olmasıdır. Bu da toplumun Avroatlantik çizgi ve Avrupa Birliği konusunda ne kadar parçalanmış bir vaziyette olduğunun göstergesidir. Aslında bu gelişme diğer partilerin bir koalisyon kurmalarını zorunlu kılarken, özellikle yargı reformu ve yolsuzlukla mücadele konusunda anlaşmazlıklarından kaynaklı bir araya gelmelerini zorlaştırmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki böyle bir koalisyon en çok Borisov’un işine yarayacaktır, çünkü kendisi Büyükşehirlerin birçoğunu Belediye Başkanları vasıtasıyla kontrol etmektedir ve bunu kaybetmek istememektedir. Değişime Devam ve Demokratik Bulgaristan ise bu sene Ekim ayında yapılacak olan yerel seçimlerde Sofya, Filibe, Varna gibi şehirleri kazanmayı hedeflemektedir. Koalisyon kurulamamasının diğer sebebi de yerel seçimlere yapılan yatırımdır.

Seçimleri, %13,75’lik oy oranı ve 347 000 oy ile 36 milletvekili kazanan üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu ve Bulgaristan’da yaşayan Türkleri yakından ilgilendiren HÖH (DPS) partisi dördüncü sırada tamamlamıştır. HÖH, son iki yıl içerisinde yapılan seçimlerde 340 bin ile 350 bin bandındaki potansiyel gücünü korumuştur. Daha önceki seçimlerde bu oy oranı kendisini üçüncü sıraya yerleştirirken, “Vızrajdane”nin beklenmedik yükselişi bu sefer dördüncü sıraya gerilemesine neden olmuştur. HÖH Genel Başkanı Mustafa Karadayı seçimlerden sonra yaptığı açıklama ile seçmenlerine ve teşkilatlara teşekkür ederek bundan sonraki süreçte siyasi oluşumlara diyalog ve sorumluluk çağrısında bulundu ve siyasi kriz çözülmeden diğer krizlerin çözülmesinin mümkün olmadığını belirtti. Bu tavrıyla HÖH olası bir koalisyonda yer almaya eğilimli olduğunu ve bütün partilere eşit mesafede olduğunu vurguladı. Aldığı oy oranı ve milletvekili sayısı ile rahatlıkla olası bir hükümette yer alabilecek olan HÖH henüz açıktan istenilen bir partner değil. Bunun sebebi, üyelerinin çoğunun Türklerden oluşması ve yerel seçimler öncesinde diğer partilerin böyle bir riski göze alamamasıdır. Nitekim geçmiş parlamentolara baktığımızda, birçok kanun tasarısında ve siyaset üretiminde Borisov ile aynı çizgide durmalarına rağmen HÖH ile olası bir koalisyondan kaçınılmasının nedeni, HÖH ile ilişkili olarak yerel seçimlerde bir hezimet yaşamaktan korkulmasıdır. Bu durum da siyasiler ve toplum nezdinde Türklere karşı oluşan olumsuz tavrı yansıtmaktadır. Bulgaristan’da Türkler sağ ve sol partiler tarafından hedef haline getirilmektedir.

Özellikle siyasilerin oy endişesi ile kullandıkları söylemler toplumun bir kesiminde böyle bir kanaat oluşmasına neden olmaktadır. Seçimleri beşinci sırada tamamlayan %8,93 ile ve 225 914 oy ile 23 milletvekili kazanan “Bulgaristan Sosyalist Partisi” (BSP) olmuştur. Sosyalistler oy yitirmeye devam etmiştir. Şu anda Rusya-Ukrayna savaşından dolayı hiçbir denklem içinde bulundurulmamaktadırlar. %4,11’lik oy oranı ile seçimi sonuncu olarak tamamlayan ve 11 milletvekili çıkararak sürpriz bir şekilde parlamentoya girmeyi başaran “Böyle Bir Halk Var” (İTN) oluşumu olmuştur.

Bu seçimler neticesinde hükümet kurmak oldukça zor bir hal almıştır. Buna rağmen iki seçenek göz önünde bulundurulmalıdır. Birincisi, Borisov liderliğindeki GERB ve Değişime Devam ile Demokratik Bulgaristan oluşumları arasında kurulacak olan koalisyondur. Borisov bunu açıktan istemesine rağmen Değişime Devam koalisyonu bunu şu ana kadar net bir şekilde reddetmektedir. Borisov’un yıllar içerisinde yolsuzluğa karışmış olmasını gerekçe göstererek bu tavrı sergilemektedirler. Ancak dile getirilmeyen nedenlerden bir tanesi de yukarıda belirttiğimiz gibi yaklaşan yerel seçimlerdir ve böyle bir birlikteliğin Değişime Devam koalisyonuna bu zaman zarfı içerisinde ciddi zarar vereceği endişesidir.

İkinci Hükümet kurma ihtimali ise GERB-HÖH-BSP oluşumlarının bir araya gelmesidir. Normal şartlarda mümkün görünen bu koalisyon ihtimalinin önünde yine siyasi engeller bulunmaktadır. İlki Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken Rusya yanlısı tavırlar sergileyen BSP’nin böyle bir koalisyona alınması uluslararası kamuoyunda ciddi riskler taşımaktadır. Diğer sorun ise Borisov’un açıktan HÖH ile işbirliği yapmasının, kendisine Ekim’de gerçekleşecek olan yerel seçimlerde oy kaybettirme endişesidir. Dolayısıyla bu seçenek de şu anda zayıf kalmaktadır. Rakamsal olarak başka bir ihtimal bulunmamaktadır. Diğer seçenek ise Borisov veya Petkov’un parlamentodaki oluşumlardan dışardan destek almak suretiyle azınlık hükümeti kurmalarıdır. Ancak böyle bir ortamda bu ne kadar mümkün ve uzun ömürlü olur tahmin etmek zordur.  

Sonuç olarak gerçekleşen seçimlerde “Vızrajdane” gibi Rusya yanlısı partilerin güç toplaması, Avroatlantik çizgide olan oluşumların bir araya gelmesini zorunlu kılsa da Bulgaristan toplumu o kadar parçalanmış durumdadır ki bu da pek mümkün görünmemektedir. Bilinmelidir ki bu anti Avroatlantik ve Avrupa Birliği söylemi gücünü artırmaya elverişli bir konumdadır ve bu da üstüne düşünülmesi gereken bir konudur. Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu HÖH ise bir an önce bu krizin bitmesi için diyaloga açık bir pozisyon sergilemektedir.

Dr. Öğr. Üyesi Şabanali Ahmed Durmuş

 
Bu içerik 14.04.2023 tarihinde yayınlandı ve toplam 655 kez okundu.